Organize Sanayi Bölgeleri (OSB), verimliliğe dayalı olarak elektrik, su, doğalgaz, yol, telekomünikasyon ve diğer altyapı hizmetleriyle donatılmış organize bir yapı içerisinde ağırlıklı olarak mal üretiminin yanında hizmet üretiminin de gerçekleştirildiği bölgelerdir. Bu bölgelerle ilgili olarak ilk mevzuat düzenlemesi 2000 yılında uygulamaya giren 4562 sayılı OSB Kanunu’dur. Bu yasal düzenlemenin ardından OSB Kanunu’nun uygulama usul ve esaslarını gösteren OSB Uygulama Yönetmeliği 2002 yılında yürürlüğe girmiştir. OSB’ler, özel hukuk tüzel kişiliği haiz örgütsel yapılardır (OSB Kanunu, 2000). OSB’ler, faaliyet gösterdiği sektörlere göre üç grupta sınıflandırılabilmektedir:
- Karma OSB’ler: Farklı sektör grubundaki firmaların içerisinde faaliyet gösterdiği OSB’lerdir (OSBUY, 2019).
- İhtisas OSB’ler: Aynı sektör grubundaki firmaların içerisinde faaliyet gösterdiği OSB’lerdir (OSB Kanunu, 2000).
- Islah OSB’ler: 01/06/2017 tarihinden önce inşaa edilen sanayi tesislerinin bulunduğu OSB’lerdir. Bu OSB’ler ıslah şartlarını sağladıktan sonra ıslah statüsü kaldırılarak karma veya ihtisas OSB’lere dönüşürler (OSBUY, 2019).
Ekonomik gelişim bölgelerinden biri olan OSB’lerin amaç ve hedeflerinden öne çıkanlar şöyledir (OSB Kanunu, 2000; STB, 2019):
- Organize bir yapı içerisinde firmaların sanayi faaliyetlerini yürütmesine mekânsal ortam sağlamak,
- Sürdürülebilir yatırım ortamının oluşturulmasına katkıda bulunmak,
- Şehrin planlı kalkınmasına katkı sağlayarak çarpık sanayileşmeyi ve çevre sorunlarını önlemek,
- Kaynakların rasyonel kullanımına aracılık ederek üretimde kâr artışını ve etkililiği sağlamak,
- Gelişmemiş bölgelerde sanayiyi teşvik ederek, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak,
İki aşamadan oluşan 2018 Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Yatırım Engelleri Araştırması’nın birinci aşaması, 23 Ekim ile 21 Kasım 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın birinci aşamasına 59 İl’de faaliyet gösteren 139 OSB’de üretimde bulunan 847 firma doğrudan katılım sağlamıştır.
2018 Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Yatırım Engelleri Araştırması” nın birinci aşaması kapsamında firmaların ağırlıklı olarak faaliyet gösterdikleri sektöre göre imalat sanayi teknoloji sınıflaması yapılmıştır. İmalat sanayi teknoloji sınıflaması, Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT) tarafından NACE Rev.2 sınıflaması kullanılarak 2 ve 3 basamak düzeyinde imalat sanayi için geliştirilen sınıflamadır (EUROSTAT, 2018). TÜİK, Avrupa İstatistik Ofisi tarafından belirlenen bu sınıflamayı kullanmaktadır (TÜİK, 2018). Bu bağlamda, araştırmaya katılan firmaların faaliyet gösterdiği OSB türüne ve imalat sanayi teknoloji sınıflamasına göre dağılımı, Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 1’e göre öne çıkan bulgular şöyledir:
- Ulusal ölçekte OSB’lerdeki firmaların en yüksek oranda üretim gerçekleştirdiği teknoloji sınıfı, % 41,8 ile orta-düşük iken, en düşük oranda üretim gerçekleştirdiği teknoloji sınıfı, % 2,3 ile yüksek’tir.
- Islah OSB’lerdeki firmaların en yüksek oranda üretim gerçekleştirdiği teknoloji sınıfı, % 38 ile orta-yüksek iken, en düşük oranda üretim gerçekleştirdiği teknoloji sınıfı, % 2,2 ile yüksek’tir.
- İhtisas OSB’lerdeki firmaların üretim yoğunluğunun en yüksek olduğu teknoloji sınıfı, % 44,7 ile orta-düşük’tür. Bu oranla ihtisas OSB’ler, OSB türleri içerisinde orta-düşük teknoloji sınıfında üretimin en yoğun olarak gerçekleştirildiği OSB’lerdir. Diğer taraftan, ihtisas OSB’lerdeki firmaların üretim yoğunluğunun en düşük olduğu teknoloji sınıfı, % 2,8 ile yüksek’tir.
- Karma OSB’lerdeki firmaların üretim yoğunluğunun en yüksek olduğu teknoloji sınıfı, % 43,9 ile orta-düşük iken, en düşük olduğu teknoloji sınıfı, % 1,7 ile yüksek’tir.
Tablo 1. Firmaların faaliyet gösterdiği OSB Türüne ve İmalat Sanayi Teknoloji Sınıflamasına Göre Dağılımı
Tablo 1’den öne çıkan bulgulara göre alınması gerekli politika tedbirleri öneri maliyetinde kısaca aşağıda sıralanmıştır.
- Henüz Islah OSB’ler, İhtisas ve Karma OSB’ler kadar kurumlaşmış yapıya sahip olmasalar da bu OSB’lerdeki firmaların yoğunluklu olarak üretim gerçekleştirdiği sınıfı diğer OSB türlerine göre daha yüksektir. Diğer bir ifadeyle, Islah OSB’lerdeki firmaların teknoloji düzeyi dikkate alındığında oluşturabileceği katma değer potansiyeli diğer OSB’lerdeki firmalara göre daha yüksektir.Dolayısıyla, Islah OSB’ler kurumsallaşma süreci hızlandırılarak tam anlamıyla İhtisas ve Karma OSB statüsü kazandırma işlemleri hızlandırılmalı ve kolaylaştırılmalıdır.
- Türkiye geneli olarak OSB firmalarına bakıldığında ağırlıklı olarak orta-düşük teknoloji sınıfında üretim yapılıyor olması 4. sanayi devrimine geçişi, diğer bir deyişle sanayinin yüksek teknoloji alanlarına adapte olmasını zorlaştırmaktadır. Araştırma kapsamında ortaya konulan diğer bulgular da bu tezi destekler mahiyettedir. Bu bağlamda OSB’lerde yüksek teknoloji alanlarında proje bazlı teşvik sisteminin etkin ve verimli bir şekilde hayata geçirilmesi ile birlikte etkin bir izleme ve değerlendirme sistemi kurulmalıdır. Diğer taraftan gelişme potansiyeli yüksek orta yüksek teknoloji sınıfında üretim yapan firmaların daha düşük teknoloji seviyelerinde üretim yapan firmalara göre yüksek teknoloji sınıfına geçişi çok daha kolay ve olası olduğundan bu sınıfta yer alan firmalara da yüksek teknoloji sınıfında yer alan firmalarda olduğu gibi firma ölçeği de dikkate alınarak öncelik tanınmalıdır. Sayılan bu adımlar firmaların yüksek teknoloji sınıfına geçişine ve bu sınıfta kalmasına önemli bir destek sağlayarak toplumsal ve ekonomik katma değer oluşturacaktır.
- Ülkemizde yapay zekâ hakkında konuşulanlar, yazıp çizilenler oldukça fazla gündem oluşturmaktadır. Ancak yapay zekânın kurumsallaşması adına gözle görünen atılan adımlar yok denecek kadar azdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ivedilikle başta merkez teşkilatı olmak üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın da belirttiği üzere TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zekâ Enstitüsü’nün kurulması, öncü ve düzenleyici rol alması bahsedilen adımlara büyük katkı sunacak ve ivme kazandıracaktır. Ancak bu adımlar geleneksel yapay zekânın ötesine geçerek Derin Öğrenme (Deep Learning) Enstitüleri ile birlikte ivedilikle atılmalı ve yaygınlaştırılmalıdır. Bu alanda gelişmeyi sağlamanın diğer bir kurumsal adımı da Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Yapay Zekâ Komisyonu’nun kurulmasıdır. Bu adım şundan dolayı önemlidir: Yapay zekâ sadece sanayi sektöründe uygulanan bir teknoloji değildir. Aksine bütün sektörlerde kendisine uygulama alanı bulan en kritik teknolojidir. Dolayısıyla meclis bünyesinde böyle bir kurumsal yapı oluşturularak dünyanın konuştuğu bu teknolojiyi kurumsal bir çatı altında ele alarak getireceği fırsatları ve tehditleri tartışma ve bu teknolojiyi geliştirme imkânına kavuşulmuş olacaktır. Zira ülkelerin gelişmesi, büyümesi, kalkınması ve güçlü bir ülke yapısına dönüşmesini sağlayan temel itici güç, bilindiği üzere reel sektör, diğer bir deyişle sanayidir. Bu perspektiften bakıldığında günümüzün ve geleceğin teknolojisi yapay zekâ ve yapay zekâ teknolojileri girdiği bütün sektörleri yüksek teknolojili sektörlere, dolayısıyla katma değeri yüksek ürünlere dönüştürme potansiyeline sahiptir. Başta Cin, Amerika, Kanada, Almanya, Fransa, İngiltere, Singapur olmak üzere çok sayıda ülke yapay zekâ alanına dev bütçeler ayırmış, kurumsal yapılarını oluşturmaya ve ona göre dizayn etmeye çoktan başlamıştır.
- 11. Kalkınma Planı’nda Kritik Teknolojiler başlığı altında ele alınan politika tedbirlerinden biri de “yapay zekâ, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, siber güvenlik, enerji depolama, ileri malzeme, robotik, mikro/nano/opto-elektronik, biyoteknoloji, kuantum, sensör teknolojileri ve katmanlı imalat teknolojilerine ilişkin gelişim yol haritalarının hazırlanması, gerekli altyapının tesis edilmesi, ihtiyaç duyulan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve toplumsal yönelimin bu alanlara odaklanması sağlanacaktır.” şeklindedir. Ancak bu teknolojilerin sürdürülebilir kılınması ve bu teknolojilerle katma değer üretilmesi herşeyden önce hızlı kurumsal kapasite inşaasını zorunlu kılmaktadır. Hızlı kurumsal kapasite inşa edildiğinde ve yatırım iklimini etkileyen faktörler olabildiğince stabil hale getirildiğinde 11. Kalkınma Planı’ndaki 2023 imalat sanayi hedeflerine bir adım daha yaklaşılmış olacaktır.
Sayılan bu politika tedbirlerinin tamamı Milli Teknoloji Hamlesi’nin gerçekleştirilmesine de büyük katkı sunacaktır.
Bilimle ve teknolojiyle kalınız…
Yararlanılan Kaynaklar
- Bulut, T. (2019). “2018 Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Yatırım Engelleri Araştırması”. Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK), Ankara, Türkiye.
- Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSTAT). (2018). İmalat Sanayi Teknoloji Sınıflaması. https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php/Glossary:High-tech_classification_of_manufacturing_industries.
- Bulut, T. (2019). Organize Sanayi Bölgelerindeki Firmalar Üzerinde Posta ve İnternet Veri Toplama Yöntemlerinin Karşılaştırılması. Hacettepe Üniversitesi, Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sosyal Araştırma Yöntemleri Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE). (2014). 2013 Nüfus ve Sağlık Araştırması. Ankara.
- Resmi Gazete. (2000). Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu (OSB Kanunu). Kanun Sayısı: 4562. Resmi Gazete Tarihi: 15 Nisan 2000, Madde 3. Ankara.
- Resmi Gazete. (2019). Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliği (OSBUY). Yönetmelik Sayısı: 30674, Resmi Gazete Tarihi: 2 Şubat, 2019, Madde 3. Ankara.
- Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (STB). (2019). Kurumiçi Veri Tabanı, Ankara. Ulaşım Tarihi: 15 Nisan 2019.
- Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (STB). (2019). Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü, https://kss.sanayi.gov.tr, Ulaşım Tarihi: 24 Nisan 2019.
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK).(2019). İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (İBBS), 2005. https://biruni.tuik.gov.tr.
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK).(2018). NACE Rev.2-Altılı Ekonomik Faaliyet Sınıflaması, 2018. https://biruni.tuik.gov.tr.
- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK).(2018). İmalat Sanayi Teknoloji Sınıflaması. https://biruni.tuik.gov.tr.
- 11. Kalkınma Planı. http://www.sbb.gov.tr/wpcontent/uploads/2019/07/OnbirinciKalkinmaPlani.pdf