Literatürde ve uygulamada güvenilirlik analizlerinde karşılaşılan hataların başında güvenirlik analizi ile testlerin güvenilir olup olmayacağının belirlenmesi gelmektedir. Oysa güvenilirlik analizinde testin güvenirliği değil ölçümlerin güvenilir olup olmama durumu söz konudur. Diğer bir deyişle, güvenirlik analizi ile ölçümlerin güvenilir olup olmadığı ölçülmüş olur. Diğer bir konu, literatürde iç tutarlılık ile güvenirliğin aynı anlamlarda yaygın ve nispeten hatalı olarak kullanılması durumu vardır. İç tutarlılığı yüksek olmayan bir test güvenilir olabilir. Diğer bir deyişle, yüksek bir güvenirlik değeri yüksek bir iç tutarlılığı garanti etmez. Her iki kavram birbirine çok benzese de amaç ve kapsam açısından aralarında farklılıklar vardır.
Güvenilirlik analizleri için Kuder ve Richardson tarafından önerilen KR-20, Spearman and Brown tarafından önerilen Spearman-Brown formülü, Split-half ve tekrar testleri (re-test) gibi yöntemler olsa da güvenirliğin göstergelerinden biri olan iç tutarlılığın ölçümünde Cronbach Alpha katsayısının yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir.
Cronbach Alpha katsayısı literatürde yaygın olarak anketlerde 2’den fazla cevap seçeneği olan soruların veya cevap seçeneklerinin iç tutarlılığının ölçümünde sadece kullanıldığı belirtilse de 2 cevap seçeneği olan, diğer bir deyişle, doğru ve yanlış, cinsiyet (kadın, erkek), medeni durum (evli, bekar) gibi dikotomik cevap seçenekli ölçeklerde de kullanılabilmektedir.
Alfa katsayısı ile ilgili başka bir yanlış inanış, alfa katsayısının 0,7’ye eşit veya bu değerden yüksek olması gerektiği yönündedir. Oysa bu durumu kanıtlayan ne bir deneysel araştırma sonucu vardır, ne de mantıklı bir açıklama.
Bir ölçeğe ait sorular arasındaki korelasyonlar yüksek olursa daha yüksek bir alfa katsayısı elde edilmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak, bunun tersi de olabilir. Diğer bir deyişle, yüksek bir alfa katsayısının yüksek bir iç tutarlık göstergesi olarak sunulması daima doğru değildir. Bunun nedeni, alfa katsayısının ölçek uzunluğundan güçlü bir şekilde etkilenmesinden kaynaklanmaktadır. Asgari şartlarda yüksek bir alfa katsayısının elde edilmesi, iç tutarlılık (güvenirlik) için bir ön koşuldur, ancak bunu garanti etmez. Uzun, çok boyutlu ölçekler genellikle alfa katsayısını yükseltir.
Yanlış inanışlardan bir diğeri ise alfa katsayısının 0 ile 1 arasında değer aldığıdır. Güvenirlik, iki varyansın oranı olduğu için ilk bakışta, alfa katsayısının 0 ile 1 arasında olması gerekiği yönünde bir algı oluşur. Ancak, alfa katsayısının negatif olduğu durumlar da vardır. Bu çoğunlukla ölçeklerdeki sorular arasındaki negatif korelasyondan ileri gelmektedir.
Alfa katsayısını ilişkin doğru bilinen yanlışlara değinildikten sonra, alfa katsayısının ideal değerlerinin ne olduğunu kısaca ele alalım.
- Araştırmanın ilk evrelerinde alfa katsayısının en az 0,5 ile 0,60 arasında olması,
- Temel araştırma araçları için ise alfa katsayısının 0,80 olması,
- Klinik araştırmalar için ise alfa katsayısının minimum 0,90 olması
ideal olarak görülmektedir. Ancak en az 20 sorusu olan ölçeklerin alfa katsayısı değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiği unutulmamalıdır. Aynı zamanda ölçeklerin çok yönlü olduğundan şüphe duyuluyorsa alfa katsayısının kullanılmaması gerektiği unutulmamalıdır.
Faydalı olması ve farkındalık oluşturması dileğiyle.
Saygılarımla.
Kaynakça
Cronbach, L. J. (1951). Coefficient alpha and the internal structure of tests.
Psychometrika, 16, 297–334.
Nunnally, J. C. (1967). Psychometric theory. New York: McGraw-Hill.
Nunnally, J. C. (1978). Psychometric theory (2nd ed.). New York: McGraw-Hill
Nunnaly, J.C., Bernstein, I.H. (1994), Psychometric Theory, 3rd edition, McGraw-Hill Series in Psychology.
Nunnally, J. C., & Bernstein, I. H. (1994). Psychometric theory (3rd ed.). New York: McGraw-Hill.
David L. Streiner (2003) Starting at the Beginning: An Introduction to Coefficient Alpha and Internal Consistency, Journal of Personality Assessment, 80:1, 99-103, DOI:10.1207/S15327752JPA8001_18
http://jpbsnet.com/journals/jpbs/Vol_2_No_2_June_2014/13.pdf